Kimsin ve ne yapıyorsun?
Ben Tezgahçılar’dan Burçak. Tezgahçılar’ı 3 sene önce kuran 3 kişiden biriyim, şu an diğer ortaklarım başka işlerde başka şeyler yapıyorlar. Tezgahçılar’dan önce bankacılık sektöründe portföy yöneticiliği ardından da bir federasyonda iş geliştirme uzmanlığı yaptım. Üniversiteye başlamadan önce dahi ileride bir gün yönetsel bir pozisyonda olacağımı bildiğimden tüm tercihlerim işletme alanındaydı, ondan yazdığım okullardan Uludağ Üniversitesi işletmeyi bölümünü kazandım. Bununla beraber, en başından beri akademiye inancım da yoktu. Lise zamanında günlüğüme “bir gün mutlaka eğitim sistemiyle ilgili bir şey yapacağım” yazmıştım.
Kurumsal tecrübelerden sonra kendimi eğitim sistemiyle ilgili değil ama eğitimin kendisiyle ilgili bir şeyler yaparken buldum. Biz Tezgahçılar’da hem bireysel katılımcılara, hem de kurumlara özel olarak eğitimler tasarlıyoruz.
Hobilerime gelince, kurumsal hayatta çalışırken boğuluyordum. Kendime bulduğum çıkış noktaları hep sanatla ilgiliydi. Toplamda 6 yıl boyunca devamlı içerik ürettiğim budasanaticin.com’da tam olarak bu amaca hizmet ediyordu. Bir şeyler öğrenmek ve onu aktarmak benim en çok haz aldığım şeylerden biri. Sonra bunu bir iş modeline çevirince, yani hobim işim olunca bloga ara verdim. Şu an tek yaptığım şey çalışmak, bu satırları da son 2 günde toplamda 7 saat uyku uyumuş şekilde yazıyorum :)
Hangi donanımları kullanıyorsun?
En çok kullandığım donanımım kesinlikle iPhone’um. Çünkü iş için anlık sosyal medya kullanımı (storyler, canlı yayınlar) çok fazla yapıyoruz ve iPhone 6; beni kurtarıyor. Her zaman her koşulda yanımda bir not defterim ve kalemim bulunur. Her şeyi el yazısı ile yazarak not alırım, el yazısının hafıza ile ciddi bir ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Çalışırken, özellikle konsantre olmam gerekiyorsa Urbanears Platten Adv Wireless kulaklığımla müzik dinliyorum. Toplantıdan toplantıya koşarken bilgisayar ağırlığını taşımamak için iPad Air ve ona entegre Logitech bir klavye kullanıyorum. Seyahatlerimde yanıma mutlaka Sony 16000 mAH powerbank alıyorum. Powerbank’i unuttuğum zaman büyük pişmanlıklar hissediyorum :)
Hangi yazılımları kullanıyorsun?
Bu satırları telefonumdaki Spotify’dan bir müzik dinlerken yazıyorum. Neredeyse bütün market ihtiyaçlarımı Getir’den hallediyorum. Ulaşım araçları bitaksi, Uber kullanmak zaten Allah’ın emri oldu. Gece uyumadan önce mutlaka Dergilik uygulamasından dergi indirip okurum, yeni indirdiğim Calm uygulaması da güzel bir meditasyon uygulaması, şu ara aramız iyi.
İş için de yazılımsal trendleri takip ediyorum. Sunum ve teklifler için PandaDoc, CRM kayıtları için Podio, muhasebe kayıtları için Paraşüt, mailingler için Mailchimp, proje yönetimi için Asana kullanıyoruz. Hubspot’ı yeni keşfettim, onu da kullanmaya başlayacağız. Kurumsal toplantılar için araba kullanmamız gerekirse de Zipcar uygulamasını kullanıyorum. Hızlı bir şekilde tasarım yapmam gerekiyorsa da Canva kurtarıcı oluyor.
Çalışırken ne tarz müzikler dinliyorsun?
Ağır arabesk ve güncel pop haricinde her şeyi dinliyorum.
Hayalindeki çalışma ortamı nasıl?
Daha önce Nişantaşı’nda müstakil, bahçeli bir ofiste atölyelerimizi yapıyorduk ancak operasyon ağırlığı, stopaj gibi anlamsız bir vergi türü bizi yormaya başlamıştı. Öncelikli iş ortamından beklentim bu yüklerden arınmaktı. Bu yüzden Kolektif House’a taşındık. Şimdi taşındığımızdan beri neredeyse her gün iyi ki diyorum.
Burası beklentilerimin hepsini karşılıyor: Operasyonel iş yükünü üzerimizden alan (temizlik, elektrik, internet, güvenlik vb) , stopaj ödemediğin, en önemlisi de harika insanlarla network yapabildiğin bir ortam. Buraya taşındıktan sonra birçok iş birliği fırsatı doğdu, harika insanlarla tanıştım. Türkiye’de sabit olarak kaldığım sürece burası beklentilerimi karşılıyor. Ama hayalim notebook’umu aldığım anda dünyanın her yerinden çalışmak. Hayalini kurduğum bir ofis yok ama hayalini kurduğum bir çalışma şeklim var; interneti olan her yerin ofisim olabilmesi!