Oğuzcan Şahin

Front-end Developer @ Freelance

Kimsin ve ne yapıyorsun?

İstanbul'da yaşayan serbest bir arayüz geliştiricisiyim bazen de tasarımcısı. 2008 yılından beri sektördeyim. Bunun dört yılını dijital reklam ajanslarında full-time çalışarak geçirdim. Son beş yıldır full-time freelancerım. Freelancer olarak yine ajanslara, startuplara veya kurumsal şirketlere proje bazlı destek veriyorum. İstanbul'un merkezinde yaşayıp kalabalığını, trafiğini çekmeyen nadir insanlardan biriyim.

Sabahları bilgisayarımı ve eğer taşıt kullanarak bir toplantıya gitmiyorsam iki köpeğimi alıp evden çıkıyorum. Planlı bir durum, toplantı yok ise o gün nerede çalışmak isteyeceğime yürürken karar veriyorum. Eğer hava güzel ise hemen hemen her sabah Maçka Parkı’na gidiyorum mesela. Köpeklerim parkta oyun oynarken ben çimlerin üzerinde çalışmaya başlıyorum. Sonra onlarla birlikte kahvecilerde çalışmaya devam ediyorum. İş arasında sıkılınca yürüyüş yapmayı, bilgisayarı kapatıp başka bir şeyler ile ilgilenmeyi ve arkadaşlarla muhabbet etmeyi seviyorum.

Eğer bir gün de beraber çalışalım derseniz, Swarm check-inlerinden bulunduğum yere gelebilir ya da mesaj atabilirsiniz.

Hangi donanımları kullanıyorsun?

15" Macbook Pro, iPhone 5S ve iPad Mini kullanıcısıyım. Not tutmak icin ise Kickstarter'dan desteklediğim akıllı defterim Rocketbook Wave'i, evde müzik dinlemek icin Harman Kardon Nova hoparlör, rahat edeceğim bir ışık tonu ayarlayabilmek için ise Philips Hue aydınlatma, akıllı cihaz olarak Fitbit kullanıyorum.

Hangi yazılımları kullanıyorsun?

İş yaparken; Sublime Text, Google Chrome, Sketch ve Craft, Invision. Adobe karşıtı oldugum icin PSD dosyalarından layerları export edebilmek için Avocode. Terminal olarak bir klasik iTerm ve zsh. Projeler icin Github, sunucu işlerim için DigitalOcean, Desktop email client kullanmayı sevmediğim için Google Inbox kullanıyorum. Email adresimi temiz tutmak icin uzun zamandır unroll.me kullanıyorum. Aynı zamanda Poltio.com icin uzun zamandır freelance olarak çalışıyorum ve ekip olarak Slack kullanıyoruz.

Günlük hayatımda; Dosyalar ve ofis programları için Google Drive, fotoğraflarımı yedeklemek icin Google Photos, takvim için Google Calendar. Evernote'un rahatsızlık veren değişiminden sonra not tutmak için iA Writer. Müzik icin Spotify, film izlemek için Netflix, sektörü takip etmek icin Panda, linklerimi bir arada düzenli tutmak icin Raindrop, sonra bakarım dediklerim için Facebook içindekilerde Facebook Saved, Facebook dışındakilerde Google Inbox Save, sonra okurum dediklerim için ise Instapaper kullanıyorum.

Bana yardımcı olan araçlar epey fazla; Todoist'i hem günlük hayatım için hem de çalıştığım projelerde yapacaklarımı görmek için kullanıyorum. Daha geleceğe dönük planlar, proje detayları, bug tracking ve araştırmalarım için ise Trello kullanıyorum. Çalıştığım proje üzerinde birden fazla kişi çalışıyorsa yine Trello veya Github Issues kullanıyorum.

Timer için toggl ve Pomodoro tekniğini kullanıyorum. Toggl'un Chrome uygulaması çok iyi çalışıyor ve Todoist, Github Issue, email, Google Drive üzerindeki çalışmalarım için hızlı aksiyon almamı sağlıyor.

Rescuetime ile genel verimliliğimi ve offline zamanlarda neye vakit harcadığımı görmek için kullanıyorum, WakaTime ile Sublime Text ve Sketch üzerinde hangi dosya, hangi git branchi, hangi dil seklinde daha ayrıntılı bir şekilde data tutuyorum.

Bunların dışında hayatımda belli şeyleri tutmak ve bunları yıllık olarak görselleştirmeyi düşünüyorum. Bunun içinde belli başlı uygulamalar kullanıyorum;

Telefonumda Moves uygulaması ile hangi güzergahları yürüdüğümü, ne kadar süre harcadığımı tutuyorum. Fitbit ile yürüyüşlerimi ve beslenme alışkanlıklarımı, Spendee uygulaması ile gelir-gider durumunu, Reporter adında bir iOS uygulaması ile gün içerisinde neler öğrendiğimi, kimlerle ne gibi aktivitelerde bulunduğumu kısacası benim için önemli anları tutuyorum ve bunları JSON olarak her gün Dropbox'a yolluyorum. Bu uygulamaların bazıları, Swarm check-inleri ve çektiğim fotoğraflar ise gyrosco.pe'ye senkronize durumda.

IFTTT'i de tüm bu uygulamalar arasında bir çok şeyi birbirine bağlamak için kullanıyorum. Twitter ve Medium'da okumak istediklerimi Instapaper'a, gelen emaillerden önemli olarak işaretlediklerimi, Github'da bana assign edilmiş taskları, Facebook eventlerimi, takvimimde olan eventleri ve Siri'ye not almasını söylediğim şeyleri ise Todoist gelen kutusuna gönderiyorum.

Çalışırken ne tarz müzikler dinliyorsun?

Günlük ruh halime göre değişiyor dinlediklerim. Ağırlıklı olarak Alternative, hard, progressive, post rock dinliyorum. Eğlenceli bir şeyler olsun dediğim zamanlarda da indie ve elektronik müzik dinliyorum.

Hayalindeki çalışma ortamı nasıl?

Hayalimdeki çalışma ortamı hemen hemen şu an çalıştığım gibi. Üstüne sadece bir kaç ekleme yapmak istiyorum sadece. Minimalist dekorasyon olan bir dükkan/ofis istegim var. Bu konuda Huge Inc. adlı global ajansın açtığı Huge Cafe benim için bir örnek mesela. Hem dışarıdan insanlar gelip bir şeyler icebilsin, çalışabilsin hem de ben ofis olarak kullanabileyim.