Kimsin ve ne yapıyorsun?
Vircon Group isminde kurucusu olduğum ve ağırlıklı olarak sanal/artırılmış gerçeklik olmak üzere yeni nesil teknolojiler üzerine çalışmalar yapan bir girişimin CTO’suyum. (bknz. Linkedin'e göre çalışanların %63'ünün müdür olması) Üniversite sonrası idealist bir akademisyen adayı olarak İTÜ Robotik Laboratuvarı’nda uzun yıllar araştırmacı olarak çalıştım. Bu süre zarfında birçok TÜBİTAK ve DPT projelerinde araştırmacı olarak yer aldım. Sonrasında atom fiziğine de profesörlüğe de erken lanet ederek ağırlıklı olarak savunma sanayine hizmet veren (secret stuff) bir teknoloji girişiminde çalışmaya başladım. Savunma sanayisinin bitmek tükenmek bilmeyen dertleri arasında gençliğimi tüketirken, ilk başlarda hobi olarak daha sonrasında da profesyonel olarak VR/AR çözümleri üzerine eğildim ve hala bu çalışmalara devam ediyorum. Robotik sistemlerle çalışmanın da bir getirisi ve aynı zamanda elektrik, elektronik haberleşme, kontrol ve bilgisayar mühendisliklerini eğitim ve çalışma hayatım boyunca tecrübe etmemin sonucu olarak birbirinden çok farklı sistemlerin entegre edilmesi benim uzmanlık alanım diyebilirim. Günlük hayatımda da benzer bir her şeyi deneyimleme macerası devam ediyor. Mesela en son piyasadaki tek çıt ile kavrulmuş kahve çekirdeklerini tavada yakmadan karamelize edip en iyi tadı verecek ikinci çıt sonrası kavrulma sürelerini ölçüyordum. Sanırım yazmayı çok sevmediğimden bunlar hep aklımın bir köşesinde sadece bana has bilgiler olarak kalmaya devam ediyor.
Hangi donanımları kullanıyorsun?
Ev yaşantımda Apple ekosistemindeyim: Macbook Pro 13’’, iPad, iPhone, iPod aklınıza ne gelirse. İş yaşantımda ise Windows kaçınılmaz bir şekilde hayatımda. Orada da çift Xeon işlemcili Precision Tower 7000 Serisi bir bilgisayar kullanıyorum. Ubuntu ile uçuşta olan bu canavar Windows ile ortalama bir performans veriyor ne yazık ki. Bununla birlikte gün içinde şu sıralarda iş içinde kullandığım donanımlar Samsung GearVR ve HTC Vive. Bunların dışında Kindle ve Xbox One da sürekli elimin altındaki diğer cihazlar. Robotik zamanlarımın aksine şimdi kısıtlı bir donanım evreninin içerisindeyim.
Hangi yazılımları kullanıyorsun?
Robotik ile ilgilendiğim dönemlerde robotik ile ilgilenen hemen herkes gibi Linux (Ubuntu distrosu) ancak sonraki iş hayatımda Windows ve 4 senedir de macOS kullandığım işletim sistemleri.
macOS ortamında kullandığım yazılımlar arasında iPad ve iPhone gibi cihazları ikinci ekran olarak kullanabilmemi sağlayan Duet Display (windows ortamında da çalışmakta); tutorial videoları izlemekten API dökümantasyonlarını IDE üzerinde görebilmeyi sağlayan Fluid Browser; kopyala-yapıştır yöneticisi PasteBox; şişen Harddiski temizlemek için HD Cleaner; Pomodoro tekniğini uygulamak için Pomodone; Akademik çalışmalar için kullandığım LateX editörü TexStudio, makale okuma ve tasnifi için Papers 3. IDE olarak da C/C++ için CLion ve Xcode, Python için PyCharm ve Matlab; çizim için Sketch, OmniGraffle.
Windows ortamında çoğunlukla VR/AR işleri için Unity ve Unreal Engine; IDE olarak Visual Studio ve Visual Studio Code, iş takibi ve yönetimi için Jira, Confluence ve Bitbucket gibi Atlassian ürünlerini, çizim programları olarak Autodesk 3ds Max’i, Adobe Photoshop’u ve ekran görüntüsü almak için Windows’un yıllardır yapamadığını başarmış Lightshot uygulamasını ve son olarak macOS’taki Pastebox‘ın alternatifi olarak Ditto uygulamasını kullanıyorum.
Çalışırken ne tarz müzikler dinliyorsun?
Müzik dinlemek için hemen herkes gibi Spotify, bazen de amatör grupların enfes remixlerini dinlemek için Soundcloud kullanıyorum. Müzik türü ise o an yaptığım işe göre değişkenlik gösteriyor. Derin düşünce zamanları tercihim sessizlik iken, hafif düşünme dönemlerinde bu solo piano ve çello ile klasik müzik oluyor. (çoğunlukla Brahms, Schubert gibi romantikler) Monkey coding zamanları Rap ve Symphonic Rock verimliliğimi arttırırken, bugfix zamanlarındaki melankoli için türk müzik grupları (Adamlar, Son Feci Bisiklet, Deniz Tekin vb.) ve Indie acoustic müzik (Civil Wars, Elliott Smith, Müslüm Baba vb.) dinliyorum.
Hayalindeki çalışma ortamı nasıl?
Bana elleşilmediği sürece her ortamda çalışabilirim sanırım. Kitap okumak için metroyu kütüphaneye tercih ederim. Rastgele ortam gürültüsü olduğunda da bir konu hakkında daha efektif araştırma yapabildiğimi keşfettim. Ama (matematiksel) bir teori ile uğraşacak veya var olan teoriyi yazılıma dönüştürme gibi bir işle uğraşacaksam saf sessizlik tercihimdir her zaman.
Masa ve sandalye konusunda takıntılı olabilirim. Özellikle masanın üzerine ellerimi koyduğumda dirsek açımın 90º olması önemli mesela. Koltuk da çok önemli. Koltuklarının sırt desteği olmayan yerlerde de ne beller heba olmuştur kim bilir. Ayrıca tavan boyu ne kadar yüksekse, ortam ne kadar ferahsa o kadar iyidir benim için. Ayrıca kahve bir içecek değil, hayatın anlamıdır. Bu nedenle ofisin de demirbaşı olmalıdır.