Kimsin ve ne yapıyorsun?
Selam ben Yiğit. Thread şirketinde iOS developer olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıf öğrencisiyim. Hareketli yaşam tarzını çok seviyorum. Sabahtan spor yaptığım devamında çalıştığım daha sonra derse gittiğim ve ders çıkışında makale, kitap okurken uyuyakaldığım günler favorim. Eskiden haftada 1-2 günüm böyleyken şimdi bunu 4-5 güne çıkardım. Hedefim haftanın her gününde bunu yapabilecek kondisyona erişebilmek :)
Yazılımda odaklanmanın gelişimde önem arz ettiğine inanan birisiyim. Bilgisayar mühendisliği okuduğumdan gömülü sistemlerden arayüz geliştirmeye kadar pek çok alt disiplinde çalışma fırsatım oldu. Bu süreçte ortaya görsel bir şeyler çıkarmayı daha çok sevdiğimi fark ettim. Ayrıca okul boyunca aldığım algoritma dersleri her zaman favorimdi. Saatlerce bir labirentten çıkma algoritmasının nasıl yazılabileceğini düşünürken kendime paralel bir dünya yarattığımı ve bu dünyanın sorunlarını, çözümlerini çok sevdiğimi gördüm. 2. sınıfta iOS geliştirmeyle tanışmamla bu iki etkeni bir arada kullanabileceğimi keşfettim ve o gün bugündür başka bir şey geliştirmiyorum.
Hangi donanımları kullanıyorsun?
Devamlı bulunduğum bir çalışma ortamım yok. Bazen ailemin yanında kimi zaman bir yurt odasında bazen Starbucks’ta bazen bir öğrenci evinde kısacası masa bulduğum her yerde çalışabiliyorum. Bu nedenle seçmiş olduğum donanımları ve internet paketimi bu mobil hayata göre tasarladım. Gün boyunca sırt çantası yanımdan hiç eksik olmuyor. Bilgisayarımı, spor kıyafetlerimi, kitabımı, harici belleğimi, termosumu rahatça sığdırabildiğim ve su geçirmez bir çanta olan Thule Crossover 25L kullanıyorum. Bilgisayar olarak 13 inch MacBook Pro 2014 modeline sahibim. Şarj ömrü ve hafifliği beni çok mutlu ediyor. Telefon olarak iPhone 7, kulaklık olarak ise AirPods kullanıyorum. AirPods’un kutusuyla birlikte 20 saatten fazla şarj ömrü sağlaması ve cihazlarımla entegrasyonu işimi çok kolaylaştırıyor. Önceden haftada bir şarjı biten kablosuz farem vardı. Her hafta pilini değiştirmekten sıkıldıktan sonra Magic Mouse 2 kullanmaya başladım ve sağlamış olduğu gesture’lar da günlük kullanımda birçok kolaylık getirdi. Kitaplarımı bazen baskı bazen Kindle Paperwhite kullanarak okuyorum. Kahve tüketmeyi çok seviyorum. Bu yüzden temizlemesi kolay, 3-4 saat sıcak tutan, 12 ozluk Starbucks Travel Tumbler termosumu yanımdan ayırmıyorum. Kablosuz modem olarak ise Turkcell’in 4.5G MF910V modemi internetimin hep yanımda olmasını sağlıyor.
Hangi yazılımları kullanıyorsun?
Günlük hayatta en çok kullandığım yazılım Todoist. Her sabah ilk kalktığımdan itibaren o gün neler yapacağıma göz atıp, yatmadan önce bir sonraki günün planını yapana dek gün boyunca kullanmaya devam ediyorum.
Todoist’ten sonra en çok kullandığım yazılım Xcode oluyor. Git için Tower, görsel işler için Sketch, Zeplin ve InVision, iletişim için Slack, dokümantasyon için Dash, ne kadar çalıştığımı takip etmek için Toggl, bookmark için RainDrop kullanıyorum. Günlük kaç kalori aldığımı takip etmek için de Fit365 uygulamasını tercih ediyorum.
Ayrıca görsel zekaya sahip olduğumu düşünüyorum. Bu yüzden ilkokul birinci sınıftan beri benimle olan tahtamı yanımdaysa sık sık kullanıyorum. Tahta yoksa bir a4 kağıdı da işimi görüyor. Bu tarz karalamalar yapmak yazılım mimarisi kurarken, bir algoritma geliştirirken ya da uygulama akışını yaratırken çok işime yarıyor.
Çalışırken ne tarz müzikler dinliyorsun?
Üretkenliğimi etkileyen en önemli şey çalışma esnasındaki modum. Modumu istediğim seviyede tutmak için müzik büyük önem arz ediyor. Eğer yaptığım iş hali hazırda konfor alanımda olan bir konuysa Rammstein, koRn, Metallica, Jestofunk gibi gruplarla hızlıca akabiliyorum. Yeni bir konsepti öğreniyorsam Jazz, Blues, Reggae tarzında daha dingin parçalar yardımcı oluyor. Şu an en iyi müzik uygulamasının Spotify olduğunu düşünüyorum. Fakat A La Carte methodunu benimsediğimden beri bağımlılıklarımı minimal seviyede tutmaya çalıştığımdan abone olmadım.
Hayalindeki çalışma ortamı nasıl?
Sessiz, dingin ortamların tempomu azalttığını düşünüyorum. Bu yüzden şehrin tam ortasında, caddeleri gören, yere kadar camları olan ferah bir odada çalışmak isterim. Geçenlerde Product Hunt ve AngelList’te çalışan Niv Dror’un paylaştığı çalışma odası aslında hayalime çok yakın: